24 Aralık 2014 Çarşamba

sırça fanus-sylvia plath

sırça fanus sanırım yazın sonundan beri görüp de alamadıklarımdandı. sonra komite öncesi kitap alışverişinde alıp komiteden sonra okuyacağım diyerekten sabırsızlıkla okumayı bekliyordum..kitaba başladım bir ara bıraktım iki kitap bitirdim -☺- sonra tekrardan başladım ve bitti :) 
ama ben mi kitabı okudum kitap mı beni okudu belli değil.. 
aslında o kadar pesimist durmuyordu esther-esas kız- sonra birden boşluğa mı düştü nolduysa karalar bağladı.. 
karakterle birkaç adet ortak nokta uydurduğum için kafamdan -19yaş,eğlenceliamakaramsariçdünya, insanlarısevememe- biraz fazla etkilenmiş oldum sanırım.. bazı sosyal mecralarda da söylediğim gibi kitap biraz daha uzun sürse depresyondan çıkaramazdınız beni :D 
ama çok beğendim ve hatta bayıldım.. kitaba ilk görüşte aşık olacağım kadar varmış yani :) her şey o kadar mantıklı temellere oturtulmuş gibiydi ki belli yani bunları görmüş geçirmiş biri tarafından yazıldığı.. ve o benzetmeleri falan beni benden aldı.. ilk kez kirpiklerin şöyle anlatıldığını gördüm :
"kirpikleri öyle uzun ve gürdü ki takma gibi duruyorlardı.iki yeşil,buzlu havuzu çevreleyen siyah plastikten kamışlar gibiydiler"
ve bunu okurken hiç rahatsız olmuyorsunuz.. başta arkadaşlarıyla gezen,gülen kızın defalarca intihar girişiminde bulunması sizi sıkmıyor,bıktırmıyor..

bu kapak çok güzel ama..
bizimki daha uyumlu olmuş konuyla.. 
sadece anlatan kızımız esther mevzu bahis romanda.. o,onun düşünceleri,yaşadıkları.. diğer tüm dünya ikinci sınıf.. bazen bizlerde de böyle olmaz mı?? dünya tek başına dönerken siz tersine gidersiniz.. işte o ruh halinin bir tık ötesi sylvia plath tarafında müthiş bir şekilde anlatılmış.. 
vikipedi de ilk amerikan feminist romanı diye yazıyordu sanırım-o kadar üşengecim ki doğruluğunu kontral edemeyeceğim :)- ve evet bir erkek düşmanlığı.. efendime diyim niye onlar özgür biz kısıtlanmışız mesajları veriyor.. vermiyor değil.. ama kafayı tamamen bununla da bozmamış :D :D
yani siz dostlar kütüphanesi sakinlerinden melankolik yazılar veya değişik-bence- bir üslup okumak isteyenler varsa kaçırmasın derim :) 
ben yazarın tarzını biraz tezer özlü'ye benzettiğimi söyleyim de.. ama zamansal açıdan tezer özlü yazara benziyor oluyor :) hoş ikisi de aynı dertten muzdarip gibi :/
kitaba puanım 10. bildiğiniz dümdüz 10 yani..beğendim.. güzel yazmış vesselam :)
benim yine altını çizdiklerim var :) 
sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle

"kötü bir rüya.
 sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkılıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir rüyadır."

*
"belki de unutkanlık, kar gibi her şeyi örtüp susturmalıydı."

*
"...çünkü kafamın içinde bir beyin olmadığını görmemek için insanın kör olması gerektiğini düşünüyordum."

23 Aralık 2014 Salı

kediler güzel uyanır-yekta kopan

kitabın adı çok hoş değil mi??
yoksa ben miyim bir tek kitap ismini beğenip seçim yapan ?
cam-misket'in tavsiyesi üzerine okunma listemde ön sıraya alındı bu güzel kitap :)
normalde olsa.ooo daha bekletirdim biricik rafımda.. iyi ki demiş de ben de okuyuverdim :)
genelde uzun hikaye sevdalısı olsam da kitaptaki kısa,çok kısa öyküleri beğeniyle okudum.. belli bir şey yok.. deneme değil ama o tat da.. bazen yaşanmışcasına geliyor hikayeler :)
bir dünya sığmış 124 sayfaya :)
daha önce yazarın aile çay bahçesi adlı uzun öyküsünü okumuştum ve buraya yazmasam da beğenmiştim :) bu kitap duygu dozu arttırılmış geldi bana :)
özellikle 33.sayfa "aşk mı?o da ne?" isimli öyküsü çok iyiydi.. matruşka isimli öyküsünde ise ustalıkla dizilmişti kelimeler.. 

kapak.. kapağını sevdim ama can yayınlarının beyaz kapaklılarını daha çok seviyorum.. hepsi aynı gibi duruyor ama başka dünyalar içeriyorlar.. ayrıca rafta da ahenk içinde görünüyorlar.. aynı yayınevi, aynı yazar.. böyle rafa dizip saatlerce izleyebilirim bunu :D
maalesef kitabım öyle değildi.. ama beyaz basılanı da var sanırım :/ ben de beyaz istiyorum T_T
öyküler kısa ve öz olunca yorumu da kısa oluyor sanırım :)
aslında okuldan gelince yazmıştım ama hayin internet :/ 
size şuncacık lafın özetini yapacak olursam.. eğer soft tarz da hikayeler seviyorsanız, bu kitabı da belleğinize eklemelisiniz :) fiyatı ucuzdu sanırım ki her zaman kütüphaneler gibi güzel bir alternatifimiz var :D 
kitaba puanım 10 üzerinden 9.. 
okuyucu ruhsuz olunca yazar ne yapsın :) 

sağlıkla ve bol kitapla kalın !
_dr.coffee'den sevgilerle
dipnot:kendimden bir şeyler bulmadıkça altını çizmem cümlelerin ama yekta kopan'ın kitaplarında hep çizilecek bir şeyler çıkıyor karşıma :)

"Böyleyim ben;'bildiğimi okuyorum'..."

*
"Bu yorgun saatlerde değil, gün ışığının tazeliğinde sev beni."

*
"...bir'keşke'ye dayanır hayat."

*
"Yaşamın karşıma çıkaracağı sorunların çözümü hep üç ayaklı bir masanın üstünde duruyordu sanki; gece,uyku,rüya..."

16 Aralık 2014 Salı

doğum lekesi-caragh m.o'brien

uzun bir aradan sonra-yine bir ara yine ben :) - tekrar bir kitap yorumuyla buradayım :) bu kez bir distopik serinin ilk kitabı var elimde-aslında şimdi rafta duruyor ama ayrıntılar önemli değil-
ilk kitaptan başlama özürlü birisi olarak büyük bir gelişme bu.. nedense hep 2.kitabı okuyorum onu beğenirsem 1.kitabı alıyorum..seriler yatırım yapmak için çok tehlikeli bir seçenek :) misal birinci kitabı sevdim ama iki?üç? bu kitabı el alarak gidelim hem yorumumu da yazmış olayım :)
kitap 2300-2400'de olabilir tam çıkaramadım şimdi- yıllarında geçiyor..
bir çok distopyada olduğu gibi iki grubumuz var.. sömürülenler ve sömürenler... bu kez mevzu bahis bebekler.. sevgili ezen tarafımız diğerlerinin bebeklerini alıyor.. kendileri kapalı bir toplum olmanın getirisi olarak hemofili hastalığıyla mücadelede aldıkları bebekleri gen havuzlarına ekliyorlar.. hasta genleri azaltmak için.. kahramanımız gaia bana dokunmayan yılan bin yaşasın havasında giderken bir şeyler bir şeyler oluyor..sonra düzene karşı çıkmak istiyor.. biraz safça bir kız olması sinir bozucu.. yani bir şeyin kötü olduğunu anlaması için kafasına vurulması gerekiyor illa ki.. azıcık daha zeki olsaymış kitap süper olurmuş.. yani böyle deyince çok kötü durdu ama ben biraz abartıyor olabilirim..yada olmayabilirim :D :D 

kapağı beğendim :) 
ama kitap! çok güzeldi... modern distopyalar için uzun zamandır bu kadar iyisini okumadım-tamam uzun zamandır yeni yazılan distopya da okumadım ama-.. 
genler,kromozomlar havada uçuşuyordu.. ben bir de komiteye çalışırken okudum bunu.. düşünün artık halimi..
"ben bunu biliyorum" havalarında falan :P işin komik tarafı altı üstü 46 kromozomu anlatıyordu... ama 23 çift krom kaşık olarak anlatmak.. çok iyi ya :D :D
biraz tıbbi bir şeyler de içermesi kitabı beğenmem de etkiliydi..
yalnız çok ağıııııııııır akan bir dili var.. kız düşmanlarından kaçıyor ama sanki slow motıon her şey.. hareket vardı ama o ruhu pek hissedemedim.. bir yer hariç :) spoiler yoook :D :D 
şimdi sonu çok merak edilecek bir yerde bitmiş.. ama ben 2.kitabı okumak istemiyorum.. nedense para verip alasım yok :/ ilk kitabı değerdi ama ikinciye çok şüpheliyim :S belki kütüphaneden bulursam okurum.. ama alacağımı sanmıyorum :/
ama bence bu kitabı okuyun.. özellikle açlık oyunları,uyumsuzu falan okuyan dostlar okusun bunu.. artık k.haneden mi alır okursunuz bilemem ama gerekli.. yani tamam çok aksiyon sahnelerini anlatamamış ama distopik dünyasını zekice ve bol ekmek çıkarabileceği temeller üzerine kurmuş.. 








bunun kapağı da güzelmiş :)




sonuç olarak benim bu kitaba puanım 8.. yani kararsız kaldım 7 mi 8 mi diye ama kapağı falan da güzeldi.. 8. 8den eminim.. :) 

sağlıkla ve kitapla!
_dr.coffee'den sevgilerle
not:öğlen başlanıp gecenin sonunda bitirilirse bir kitap yorumu ancak bu kadar absürt olur :/ 
not2:resmin kenarları beyaz beyaz çok çirkin durmuş :O
not3:yazıyla ilgili bütün eleştirileri yaptım sanırım :)

13 Aralık 2014 Cumartesi

ultimate book tag

bir kitap mimini daha buradan yayınlıyorum :D son anda aklıma geldi buraya koymak :)
mimi gönderen hemşehrim bir ankaralı.. çok bekletmeyip mime geçiyorum çünkü yollayalı bir sürü zaman geçti...
hadi başlayalımm :)

1)arabada kitap okurken rahatsızlanır mısın?
hayır.. yılların otobüs yolcusu olarak yolda kitap okumak en sevdiğim şey.. hele bir de tepe lambası yanıyorsa.. millet uyurken de okumaya devam edebilirim :) ama pek çalışan lamba denk gelmiyor bana :/

2)hangi yazarın tarzı tam senlik neden?
tam olarak isim veremeyeceğim ama melankolik kadın yazarlar tam bana göre.. ece temelkuran,tezer özlü, sylvia plath-daha okumadım kitabını ama olsun benimsedim onu iyice :)-

3)harry potter mı? alacakaranlık mı?3 neden..
şimdi durum şu ki ben hp okumadım ama milyon kere seyrettim... filmini bile beğenmişsem harry potter diyorum :)
1)hermonie
2)fantastik kurgu
3)alacakaranlıktan daha zekice kurgulanmış gibi geliyor...

4)kitaplarını koklar mısın?
evet :) hangimiz koklamayız ki? toza alerjisi olan biri koklamaya bilir :/ neyse ben kokluyorum..

5)kitaplığının en ince kitabı
jose saramago-bilinmeyen adanın öyküsü.. 62 sayfa.. dün almıştım bunu da :) hem de 2,5'a :D :D

6)kitaplığınızın en kalın kitabı
sherlock holmes tüm hikayeleri.. 1136 sayfa :) ama ben çoğu hikayeyi daha önceden okumuşum :)

7)iyi bir okuyucu olduğun kadar iyi bir yazar mısın?geleceğinde yazarlık görüyor musun?
bilmem ki.. artık ileride makaleler falan yazarım.. blog var ona yazarım.. ama kitap basmalık... bilmiyorum.. Allah bilir :) şimdilik kitaplık olacak kalitede bir yazım yok sanırım, öyle bir uğraşım da yok :)



8)daha önce okuyupta nefret ettiğin bir kitabı verecek olsaydın hangisi olurdu??
aklıma gelmiyor şimdi.. köpek düşleri kitabını verebilirdim.. nefretimden değil ama basit geldi kurgusu..

9)hp yada açlık oyunlarına benzeyen ama daha az bilinen bir seri
mürekkep yürek serisi..
gerçekten çok güzel, kazulet gibi 3 kitaplık bir seriydi :) en azından ilk kitabını okumalısınız :)

10)zombiler mi vampirler mi?
zombiler olmadığı kesin ama vampirler de pek çekici gelmiyor.. hoş okunacaksa vampirlileri zombilere tercih ederim :)

11)son olarak;komple aşk romanı mı biraz  aşk karıştırılmış aksiyon romanı mı??
aşk-macera.. tam benlik :) komple aşk olunca sıkılıyorum :/ seviyor sevmiyor şeklinde gidiyor çoğu da..

mimin sonunu bulduk :) ben de yapmayanları ve dr.blue yu mimliyorum :) kolay gelsin
sağlikla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle

29 Kasım 2014 Cumartesi

intikamın sırrı-öykü odabaş kanneci

kitaptan wattpad seçmeleri isimli yazımda bahsetmiştim biraz :) ki zaten listenin en başında olmasından ne kadar sevmiş olduğumu tahmin edersiniz :)
kitabın çıktığını görür görmez büyük bir heyecan ve sevinçle sipariş ettim.. ortalama 5 gün sonra elime ulaşabildi ki o gelinceye kadar ben unutmuştum sipariş ettiğimi :D :D 
aynı gece okumaya başladım lakin ertesi gün sabah 8.30 mikrobiyoloji dersim olduğu için 2.30 da ayrılmak zorunda kaldım kitaptan :/ zaten derste de uyukladım :D
dün gece de kitabı bitirip bugün post'unu yazıyorum ki bu az rastlanan bir olay.. normalde günler haftalar geçer ancak öyle yazarım yorumunu :D bu kez öyle olmadı işte :)
neyse kitaba geçeyim artık :)

kitap daha önce wattpad'de yayınlanmıştı ve ben o zaman hepsini okumuştum zaten.. ama basılınca bir heves gidip aldım.. okudum da ama wattpad'den çıkan kitaplar nedense hoş olmuyor.. orada okurken sabırsızca bölüm bekleyen ben şimdi aynı coşkuyu hissedemiyorum.. bunun ikinci kez okumamla alakası yok.. bazı kitapların 4.tekrarının yaptığım için biliyorum :D :D

wattpad de haftalık okurken gözünüze batmayacak tekrarlar birden okuyunca çok fazla geliyor :/ aynı kalıpların sürekli kullanılması-lakaplardan bahsetmiyorum- kısır döngü gibi.. bunun dışında kahraman gözüyle anlatılması biraz..hoş olmamış.. çünkü mesela kız bir şey düşünüyor-tabi yazıyor ne düşündüğü- sonra onu tekrardan aynı şekilde diyalogunda kullanıyor.. sitede okurken fark etmemişim ama bu da hoş değildi.. 



bir de o kadar para verdik kitaba yayınevi utanmasa saman kağıda basacakmış :D kalitesiz,gözü yoran bir kağıttı.. Allah'tan puntosu büyüktü de oradan kurtardı.. 
bir serzenişte yazım hatalarına olacak.. kim bilir kaç kişinin elinden geçiyor şu kitap.. en azından editör falan okuyordur.. hiç değilse yazarın dikkat etmesi gereken bir durum.. yazım hataları.. 3 sayfaya bir yazım hatasıyla karşılaşıyorsunuz.. olmaz ki canım :/ tamam beynimiz boşlukları kendi dolduruyor ama niye boşuna yoralım onu.. eğer ikinci baskısı yapılırsa okumayan insanlar için yazım hataları düzeltilebilir mi?? ve kimin konuştuğunu da parantez içinde belirtin lütfen.. demir mi konuşuyor poyraz mı anlatıyor ancak 3 paragraf sonra anlaşılıyor maalesef :/ wattpad de yazarken belirtmişti yazar.. yazım yanlışlarını almışlar ama anlatıcının kim olduğunu yazmamışlar.. yoksa mürekkepten de mi tasarrufa gitmiş yayıncı-ve ya her kimse-.. lütfen.. o kadar güzel kurguya,kaleme bu eğrilikler yakışmıyor..

şimdiye kadar kitabı fiziksel olarak-ve tekrar konusunda- eleştirdim çünkü kurgusu ve dili çok güzel :) en azından ben beğendim.. bazen öyle yerler geliyor ki-özellikle müzik ve sanatla ilgili yerlerde- yazar resmen döktürüyor :)

yani içerik süper paket olmamış :/
hadi kağıdı anlarım kabullenebilirim biraz.. ama yazım yanlışı ve isimsiz anlatıcılar.. 
kurgusu çirkin olsaydı eğer sizi meşgul edip de bu satırları okutmazdım.. ben de okumazdım kitabı :/ 
ama özgündü.. sonra benzerleri çıktı ama taklitler aslını yaşatır dimi?

size tavsiyem eğer düzeltilirse 2.baskıyı alıp okuyun ama düzeltilmezse de gidin kütüphaneden okuyun.. yada e-book olarak okuyun ama ben e-book işini pek sevmiyorum-anlamadığımdan sanırım-.. o yüzden aklınızda hemen okumak varsa kütüphaneleri tarayın derim :) macera aşk seven biriyseniz bu sizin kitabınızdır belki :)
benim puanım 10 üzerinden 7..

sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle
not:youtube da tanıtım videosu da var sanırım..

27 Kasım 2014 Perşembe

güz okuma şenliği 2.ay

2.ayını dolduran okuma şenliğinde benim okuduklarıma gelelim artık :) post'u kısa tutup hemen derse geçmeliyim ki çok vakit kaybettim.. o yüzden yanlış yazarsam dönerim sonra düzeltmeye :D bir de listede bazı değişiklikler yaptım :) hadi bakalım neler okumuşum :)

ilk olarak 22.kategoriyi değiştirip slovaj zizek'in kitabı yerine kusursuz gelin-brenda joyce u koydum.. bununla beraber brenda joyce-kaçak gelin(syf.464/pegasus yayınları) ve julie garwood-gelin(syf.376/epsilon yayınları) kitaplarını okudum ve bu ay iki kitaptan 20 puan kategoriyi bitirdiğim için +20 puan :) toplam 30 puan geliyor buradan..

sonra 21.kategoriden türk kadın yazar olarak fatma erdek-kara kış beyaz düş(syf.400/ephesus yayınları) kitabını ve yabancı erkek yazar olarak şeker portakalı-jose maura de vasconceles(can yayınları/syf.182) okudum..buradan da 10 puan.. aslında ece temelkuran'ın kitabından 150 sayfa falan kaldı ama elime almak nasip olmadı :)



daha sonra 9.kategoriye -yasaklanmış kitap- franz kafka-dönüşüm'ü(syf.104/can yayınları) koydum.. artı 10 da buradan..

7.kategoriden de kitap evi-enis batur'u(syf.132/sel yayıncılık) okudum..10 puan

bunların dışında 3-4 kitap daha okudum ama nereye koyacağımı  bilemediğim ve yorum yapmadığım için haberiniz yok :D


 ne acıklı ki listeden 5 kitap okudum.. toplamda 1476 sayfa kitap okumuş ve 74 puan almış bulunuyorum.. olduğu kadar olmadığı kader :)

sonradan gelen müjde : 
altta yorumlara bakarsanız  yasemin demirkaya'nın sayesinde büyük bir aydınlanma yaşadığımı göreceksiniz ve bu sebeple postun devamına geçen ay okuduklarımı ekliyorum :D

3.deneme,inceleme,seyahat kitabı
enis batur-60 mm dizüstü meşkleri ve içcep meşkleri (sel yayıncılık,syf.110)

18.2014'te çıkmış bir kitap
asude-dikkat!aşk çıkabilir (ephesus yayınları,sayfa 461)

19.kategori-açıklaması çok uzun ve ben tembel olduğum için yazmıyorum :)-
barış bıçakçı-herkes herkesle dostmuş gibi (iletişim yayınları,syf.111)

21.kategori yabancı erkek yazar
stefan zweig-satranç(can yayınları,syf.71)

22.kategori.3 aynı kelime
brenda joyce-kusursuz gelin (pegasus yayınları,syf.461)

şenliğin en karmaşık post'unu yazan kişi ilan ediyorum kendimi :D :D yaşasın :D

sonuç olarak toplamda 11 kitap okumuşum.. 110 puan, bir tane artı20 puanım var, 130 puan.. toplam sayfa sayım 2872.. veee puanıımm : 158.. sanırım.. işlem hatası yapmadım dimi :D :D

böyle olunca daha çok okumuş gibi hissettim :D :D

kitapla ve sağlıkla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle
not:yasemin demirkaya'ya koskocaman teşekkürler :) 
not2:postu okuyup anlayıp buralara gelebildiğiniz için size de teşekkürler çünkü yazarken çok karışık duruyordu okurken ne hissedersiniz bilemem :)

26 Kasım 2014 Çarşamba

wattpad seçmelerim :)

merhaba sevgili kitapseverler ve kitap yorumu okumayı severler.. evet öyle bir kesim olduğunu biliyorum ki ben de onlardanım :) özellikle kendi okuduğum kitapların yorumarını okumayı seviyorum.. acaba diğer insanlar ne hissetmiş diye merak ediyorum :)
ama bu bir kitap eleştirisi değil.. aslında kitaplar ama basılı değil.. tamam bazıları basılı kitap oldu.. ama ben elle tutup kağıt kokusunu hissetmediğim için kitap diyemiyorum onlara.. girizgahı çok uzatmadan yazıma geçiyorum.. hayır geçemiyorum :)
şimdi okuyacağınız yazı geçenlerde bulup kanımın kaynadığı -ki kaynayacak tabi, toprağım olur kendisi- bir ankaralı ile wattpad den beğendiğimiz hikayelerin listesini yapmaya karar verdik :) bu kararı iki-üç yorum içerisinde almamız kendisine ne kadar kanımın kaynadığının bir göstergesi olabilir :)
onun listesini yayınladığını görünce 'ben de yapmalıyım' diyerek kendimi buralara attım :) bu listeyle beraber neden gerekenden daha az kitap okuduğumda açığa çıkacak..
o zaman hadi bismillah :D



kitap gercek_masallar tarafından yazılıyor..ilk okuduğum hikaye olduğu için bende yeri ayrı olmakla beraber wattpad de az rastlanan güzelliklerden biri.. şimdilik 3 hikayenin 2'si basılı(cak).
gerçekten gidin okuyun onu..  özellikle aşk ve macerayı aynı anda seviyorsanız :) ama basılı kitaplarını internetten yada kütüphaneden alın.. nedense wattpad'de yayınlanan kitapların gidilip kitapçıdan bir sürü paraya alınmasına karşıyım :S ama bunu okuyun.. çeyrek mafyamız ve onların aşkları.. bir intikamın peşinden bir sürü sürü aşklar meşkler :D :D evet evet okuyun bunu.. şimdilerde 3.kitabı aşk var wattpad'de yayınlanan ama onun da kitap anlaşması yapılır yakında.. elinizi çabuk tutun bari birini okuyun :D bu yazıdan okumanız gerektiği anlamını çıkartıyorsunuz :)
ayrıca yazarın diğer hikayeleri de çok güzel-en azından peri güzeldi-

ozgeerk tarafından kaleme alınan kitap dehşet bir aşkı anlatıyor ki kadın karakter doktor :D :D erkek de şair..ve katil.. ikisi bir arada.. intikam peşinde-yine intikamlı bir şeyler bulmuşum :)- baba mesleğini devralıp şairliğini rafa kaldıran devran ile babasının vasiyeti üzerine sevdiği mesleği -dolaylı yollardan eşini- bırakan efsun'un hikayesi bu.. bir aşk bu kadar duygusal anlatılır.. hele şiirleri.. hele o süslü sözleri-tamam biraz odun olduğum için süslü geliyor bana-.. ve birbirlerine karşı olan aşklarını size-bana- kelimelerden akıp hissettiriyor yazar.. eline sağlık yazar :)

yazarı beyza alkoç.. ilk olarak "pardon,benimle evlenir misin?" adlı hikayesini okudum ve çok beğendim ama bu hikayenin devamını beklediğim için bunu koyuyorum listeye.. bir adet umursamaz, egoist bir esas erkek ile trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye bağlı olan kızımızın hikayesi bu da :) ilerledikçe güzelleşen bir hikaye.. biraz sabır sonra güzel olacak.. başta borakarahanlı'nın hareketlerini ve nehir erdem'in oyuncuklarını biraz.. sıkıcı bulsam da sabrın sonu selamettir lafına ulaştım ve yeni bölüm bekliyorum :) ama derseniz biz gelemeyiz,sabırlı değiliz diye o zaman sizi "pardon,benimle evlenir misin" hikayesine alalım :)

nehirerdem7 isimli yazarın iki ayrı kitabı.. çiçek kızlar bildiğim kadarıyla kitap oldu ama ben onu wattpad den okudum :) ve nergiz favori güçlü kadın karakterim :) ve yeliz ile mehmet favori çiftlerim arasında :) aslında siz topluca nehir serisini okuyun -7.kitaba garanti vermiyorum-.. hepsi birbirinden güzel :)

yazarımız mihr_i.. diğer kitaplarını okumadım ama bunu konusu ilginç.. kötü karakterimiz esved ile cici kızımız lumina olmaması gereken bir aşka konu oluyorlar.. bana lumina'nınki biraz stockholm sendromu gibi geldi ama hadi neyse :D :D esved.. okuyun bunu da ama çok zorlamayacağım çünkü üstte nehirerdem7 ve gercek_masallar var.. ama wattpad de gezince daha iyisini bulamayacağınızı anlayacaksınız:) vee bu da devam edenlerden..o sebeple pek bir şey diyemeyeceğim :)

beasloove yazarı.. kalemine sağlık kendisi hikayeyi gerçek bir aşktan esinlenerek yazmış.. ve tamamlanmış bir kitap yani bölüm beklemiyorsunuz :) biraz klasik patron çalışan aşklarına benziyor ama erkek karakter yaşça kızdan büyük olduğu için sürekli bir öğütler, emirler falan..bunaltıyor bu kısmı ama güzel yine de :) gidip fanfuction okuyacağınıza açın bunu okuyun ki gayet iyi bir edebiyatı var..en azından çok beğendiğimi hatırlıyorum :)

eh artık bu listeye bir son vermek gerek ama daha bir sürü hikaye var.. kitaplar çok pahalı yaa diyen insanlarımız için beleş alternatif olarak çok güzel bir şey bu wattpad.. aman dikkat ergen style yazarlara gelmeyin veee fanfuction'lardan uzak durun.. hep aynı kurgu onlar :D

bir de atarlı yazarların hikayeleri zor oluyor okumak :D :D "ay.+74 olmamış vote ama yine de bölüm koyuyorum bir dahakine + 86 vote bekliyorum, yorumlar da 20'nin üstüne çıksın" falan tarzında hikayeden çok not kısmı koyanlar var.. havaları jane austen da yok :D :D vay arkadaş gören de vote'den para kazanıyor sanacak :/ neyse kişileri eleştirmek için yazmadım bu yazıyı ama bir tutamadım elimi :/

yukarıdakileri okuyun okuduklarınız varsa beğenip beğenmediğinizi söyler misiniz :)
tabi burada adı olmayıp-ki benim balık hafızamdan kaynaklanıyor- çok güzel yazanlarda var.. sizin de önerileriniz  varsa bekliyorum :)

kitapla ve sağlıkla kalın'
_dr.coffee'den sevgilerle  
not:resim koymadaki üstün yeteneklerimi konuşturarak gayet renksiz bir yazı oldu ama bütün hikaye ve yazarlara bıkmadan usanmadan link koydum ki benim gibi bir üşengeç bunun için bile koca bir alkışı hak ediyor :) 

5 Kasım 2014 Çarşamba

kara kış beyaz düş-fatma erdek

fatma erdek'ten okuduğum ilk kitap :) ve yazarın okunabileceğine karar verdim :) tek kitapla karar vermek ne kadar doğru tartışılır ama yazarın kelimeleri,flash back'leri ve şimdiki zamana dönüşlerindeki belirginlik kıvamındaydı.. seçtiği duygu yüklü dil de eklenince üzerine :) hoş bir dram kitabıydı :)

kitabı okurken Türk-kadın yazarların en büyük probleminin bu olduğuna karar verdim : Dram
canan tan başta olmakla beraber hemen her bayan yazarımızda rastladığım bir durum.. yerinde kullanıldığında iyi olmakla beraber karakterin iki dakika ayrıldığında yatak döşek olması hoş değil :/

kitabımızdan devam edelim..
aslında fatma erdek'in o kadar abartılı yorumlarını okudum ki kadını gözümde ilahlaştırdığımı kitapla beraber anladım.. siz, siz olun benim her zaman düştüğüm gaflete düşmeyin...

kitabı kötülemek için demiyorum sadece içinde olduğum durumu anlatıyorum.. 

esas kızımız zeynep'in çocukluk travması ve aşkı arasında gidip gelişleriyle ertesi güne kadar ilerliyoruz...

çocukluk travması: zeynep'in dünyası üvey babası selim'in ona aşık olduğunu duymasıyla kararıyor..
bence konunun aile içi aşk olması hoş değil.. hoşlanmadım.. kitap etiğime ters.. aynı adam kızın çocukluğunu görmüş.. çocukluğunu gördüğünüz birine delicesine tutulmasının tek açıklaması "delicesine" de gizli.. kitabın bu kısmı yani kurgunun mihenk taşını beğenmedim.. beğenmek zorunda değilim.. sanki beğenmek zorundaymışım gibi hissediyorum.. eğer olayların devamında kız karşılık verseydi kitabı çürümeye mahkum edebilirdim ama devamı güzeldi :) 

bazılarımız resimleri idefix'ten çarpıyor olabilir dimi :D
aslında yazar da durumu kınıyor gibi sanki.. bana öyle geldi.. üvey babayı çok kötülemiş -olması gerektiği gibi- 

kitapta travmalar çarpışıyor gibi  :D :D artık ne düşündü bilmiyorum ama zeynep'in hizmetçisi de üvey babası tarafından taciz edilen 16 yaşında bir kız.. karakterin hatıralarında önemli bir yeri olan biri.. okurken daha ali cengizli bir konuma koymuştum akgül'ü ama olmaması daha iyi oldu.. fatma erdek nerede ne yazılması gerekeni bilen biri sanırım :) başka bir kitabını okumadan bir yorum yapamayacağım bu konuda :)

gelelim yorumun özetine :) bence okuyun kitabı.. yani güzeldi.. hatta türündeki birçok kitabı solda sıfır bırakabilirdi ama çoooookk tepelere çıkarmayın çünkü roman sonuçta dimi? kaliteli bir kitap.. kütüphanenizde barınması şart değil ama okursanız hoş olur :) benim puanım 10 üzerinden 7.. 

belki kitaba gerektiği değeri ben verememişimdir çünkü kafka ve enis batur'dan sonraya denk geldi okuma zamanım :)

neyse.. okuyun kitabı.. zamanınızı boşa harcamayacak hatta duygusal sevenler için bestseller olma ihtimali olan bir kitap :)  

il kütüphanesinden okuyun.. acaba böyle diyince kızıyor mudur yazarlar ? sonuçta satışlarını düşürebilecek bir tavsiye :) ama önemli olan okumak!

sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle
not: şenlikten de on puanı kaptım bu arada :D :D

1 Kasım 2014 Cumartesi

enis batur-kitap evi

ikinci enis batur kitabıyla beraber yazarı sevebileceğime karar verdim :)
ilk kitabı okuduktan sonra kitap evi'ni gözüme kestirmiştim :) internetten sipariş etmek suretiyle kitaba kavuştum :)

kitap bir kitap tutkunun.. bir bibliomanik in isteyebileceği en güzel şey üzerine kurulu :) kocaman ormanın ortasında camdan bir kütüphane :D ♥ adını hatırlayamadığım kahramanımıza bilinmeyen bir kişi tarafından 35 bin kitaplık hayallerinin kütüphanesi kalıyor.. kitaplarla ilgili düşüncelerini de yazarın ağzından aktaran yazarımız sağlam kalemiyle durgun bir kurguya can vermiş :)

aslında diyebilecek çok fazla bir kelime bulamıyorum.. sadece uzun hikaye türünün azizliğine uğrayarak sonu bitmemiş, kahramanın hayatı bilmediğimiz bir şekilde ilerliyormuş hissi var içimde.. önce satranç(stefan zweig) sonra bu kitap beni öykülere aşık etme yolunda ilerletiyordu ki kafka ile yeni takıntımın öykü kitapları olduğunu ve kendime sağlam bir uzun hikaye yazarından arşiv yapmak istediğimi fark ettim :)

kitabın kapağı çok asil değil mi :)
kitaba geri dönelim.. okurken adamın yerinde olabilmek için bir çok şeyimi verebileceğimi fark ettim.. bu arada yaşımın gençliğine vererek kahramanın okuduğu kitapları bilmediğim için çok utandım ve en kısa zamanda musil den bir şeyler okumaya karar verdim.. 

sıkmadan 2 saat içinde okunabilecek bir kitaptı ve bütün mürekkep sevdalılarına şiddetle tavsiye ederim :) tercihen parayla alın ama onu yapamazsanız kütüphaneden okuyun.. kütüphaneler bunun için var ve bizler oralardan okudukça gelişecekler :) acaba kütüphanede çalışanlar kitapları seviyorlar mı?? bence sevmeyenler asık suratlı olanlar.. yada çok sevenler -çünkü kitapların gitmesini istemezler-:D 

neyse zaten bitmiş yorumumu kitaba 10 üzerinden on vererek bitiriyorum.. biraz denemeye benzediği için puan vermemin ne kadar etik olduğu tartışılır :)

sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle
not:eğer başka uzmanların görüşünü-ki gerçekten uzmanlar :)- isterseniz buradan bulabilirsiniz.

26 Ekim 2014 Pazar

erdal demirkıran-bütün kadınlar aptal SEN HARİÇ

döküntüler'de kitabı okuduğumdan bahsetmiş ve bitince yorumunu yazmak için sabırsızlandığımı söylemiştim :) işte o kutlu gündeyiz :D biraz demirkıran'dan bahsedeceğim ve daha sonra kitap ile ilgili görüşlerimi yazacağım :)

erdal demirkıran.. birçok insanın bildiği şekliyle dünyanın en akıllı insan.. ilk hangi kitabıyla yazmaya başladı bilemiyorum ama benim için ilk "sadece aptallar 8 saat uyur"u yazdı.. daha sonra yerim seni öss, parayı bulunca alayını maviye boyacağım,ben dünyanın en akıllı insanıyım,kashna felsefesi,dünyanın en akıllı insanı'ndan masallar,sen şimdi gideceksin ya cehennemin dibine git,adam dediğin benim gibi olur kitapları geldi sırasıyla.. kıssadan hisse yazar beni geliştiren.. kolektif bir değişime sebep olan kişidir.. gerek uykum gerek motivem onun ayarlamak istediği gibimsi.. felsefesini biraz kendime yontmuş olabilirim.. sonuç olarak farklı insanlarız ve onun giysisi bana, benim fikrim ona uymayabilir :)

yazarımızın mottosu ise 15 Mart 2030 dünya barış günü.. büyük çalışmalarını, seminerlerini bugüne hazırlık amacıyla barışı hak eden "eşref-i mahlukat"a ulaşmak için yapıyor, yazıyor.. bence..

yani eğer kitabı yorum yaparken objektif olamazsam.. yapacak bir şey yok adam benim kısmi idolüm :D

gelelim kitaba..


bu sene basılan kitabın gelişini sabırsızlıkla bekledim.. geldikten sonra da benim alamadığım sürede insanların kashna kitap'tan imzalı olarak alanları kıskanç gözlerle takip ettim :D en son okuoku alışverişimle beraber kavuştum ona :)

gelir gelmez okumaya başladım..çalışma aralarını onu okuyarak geçirdim..

ama itiraf etmeliyim ki ilk 50 sayfayı geçmek zor oldu biraz :/ çünkü sevgili yazarımız ters psikoloji yapmak amacıyla baya bir eleştiriyor.. çantaya bile karışması sinir bozucuydu sonuç olarak.. çanta olmasa nerede taşıyacağım ben netter'i poşette mi :D

o sayfaları aştıktan sonra kendimin hariç kısma girdiğini fark ederek pek bir mutlu oldum :D güzel bir 100-130sayfa boyunca kafamın içinde yazarla konuşa konuşa kitap ilerledi, ilerledi.. sonra sadece evliler okusun tarzı bir başlığı geldim ve kitabın geri kalanı evli hanımların kocalarını nasıl ellerinde tutacaklarını, neden kaybettiklerini anlatıyordu ki tahmin edersiniz ki benim için çok da çekici olmamakla beraber olması gereken de yazarın anlattığı gibiydi.. ben de ileride evlenince olacakların bir önizlemesini yapmış oldum :) 

bir yerde arkadaşı ve kızlarıyla beraber yaptıkları bir dağ gezintisinden bahsediyor.. kızının ileride başkalarına kanmaması düşüncesiyle yaptığı küçücük jestler çok hoştu.. bir an aklımdan beni de kütüğüne alsa ya diye geçmedi değil :D ama babamdan memnun olduğum için vazgeçtim bu düşünceden daha sonra doğal olarak :).. bu sefer kendi baba-kız ilişkimi sorgulamaya başladım.. ımm.. eksiklerimiz var tabisi :S

kitabın diğer kitaplardan farklı olarak rahatsız edecek kadar çok küfür içerdiği de maalesef gözümden kaçmadı :/ mürekkebe küfür yakışmıyor.. 

arada örnek olarak bazı bilim kadınlarından ve başarılı hanımlardan bahsetmiş.. helen keller,marie curie-ki kendisi 7.sınıf fen dersinden beri rol modelimdir- gibi ama birkaç türk bilim kadını veya güler sabancı gibi işdünyasındaki başarılı hemcinslerimizden bahsetmesini de beklerdim :/ en azından çalışmasını watson&crick'e kaptıran rosalind franklin'den bahsedebilirdi..

her şeye rağmen kitabı beğendim.. bilmiyorum hoşuma gitti.. demirkıran'ın sen her şeyi yapabilirsin tarzındaki dilini seviyorum.. diğer kişisel/kitlesel gelişim kitaplarından daha gerçekçi geliyor açıkçası :)

zaten fark ettim de kitapta sen ben değil modernizm akımına kapılıp dünyanın kendi çevresinde dönmesi gerektiğini sayıklayıp da hiçbir şey yapmayan hanımlara yazılmış bir eleştiri gibi.. tabi düzelmeleri için tavsiyeler de vermiş ama eleştiri kısmı baskın olmuş..

sonuç olarak kitabı beğendim.. ama feministler okumasın :D :D yada okusun belki kadına kendi ayaklarında durmasını tavsiye ettiği için beğenirler :D okuyabilirsiniz.. zaten daha önce en az iki kitabını beğenmişseniz bu kitabını da beğenirsiniz :) son bir şey daha keşke kitap roman-hikaye tarzı yazılsaydı, o tür kitapları daha güzel :)

benim puanım 10 üzerinden 8.. yukarıda belirttiğim birkaç eksiği dışında iyiydi :) yine de hayranı değilseniz kütüphaneden alıp okuyun.. objektifliğini kaybetmiş bir yorumun etkisinde kalarak alıp sonra beğenmezseniz vicdan azabı çekerim :/ 

sağlıkla ve bol kitapla kalın :)
_dr.coffee'den sevgilerle 
 dipnot:özel isimlerdeki büyük harfleri katlettiğim için herkesten özür diliyorum.. mevzu bahis erdal demirkıran olmasaydı şimdi yatağım da dinleniyor olacaktım :/

24 Ekim 2014 Cuma

güz okuma şenliği 1.ay okuma raporu

okuma şenliğinin ilk ayı geçtiii gitti :/ bakalım ben neler okudum?? insanlar neler okudu??

3)kategori:deneme,inceleme veya gezi(10 puan)
enis batur-60 mm'lik diziüstü meşkler ve içcep meşkler (sel yayıncılık,syf.110)

17)bir aşk romanı(10 puan)
brenda joyce-kusursuz gelin(pegasus yayınları,syf.461)

18)2014'te çıkmış bir kitap(10 puan)
asude-dikkat!aşk çıkabilir(ephesus yayınları,syf.519)

19)isminde şehir/ülke adı geçen bir kitap, ilk kitabın isminde geçen şehir/ülkenin edebiyatından bir kitap(her kitap 10 puan, ikisi de okunursa +20 puan)
barış bıçakçı-herkes herkesle dostmuş gibi(iletişim yayınları,syf.111)

21)şimdiye kadar hiç okumadığınız 4 yazardan kitap..2'si türk,2'si yabancı,2'si kadın,2'si erkek olacak..(her kitap 10 puan,hepsi okunursa +20 puan)
stefan zweig-satranç(can yayınları,syf.71)

22)adında aynı kelime geçen 3 kitap(her kitap 10 puan,hepsi okunursa +20 puan)
slovaj zizek-dünyadaki isyanların anlamı(agora yayıncılık,syf.81)


koca ay boyunca toplamda 6 kitap okuyan beni tebrik ediyorum :S
kategori sayısından 6*10=60,toplam sayısı 1353 olmak ile beraber 13 puan getiriyor bana,toplam puanım 73..

kargodan gelen yeni kitapların yeri yurdu olmayanları ve ne idüğü belirsiz birkaç kategoriyi de düzenledim bu arada..
sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle


13 Ekim 2014 Pazartesi

kitap mimi: book challenge tag

günün 3.yazısını yazmakla beraber-aslında biri dr.g'nin- mim için 3 iyi blogger tarafından eklendim :D tabi durum bu olup dördüncü tekil kişi , cam misket ve kristal kitap'a  döner dönmez yapacağımı söyleyip beni bir süreliğine mazur görmelerini rica etmiştim.. ee bilgisayarıma kavuştuğuma göre mim yapma günü gelmiş demektir :) 
hadi başlayalım!

1)ilk hayranlığım
gülten dayıoğlu'nun bütün hikaye kitapları.. bana okumayı sevdiren hikayelerdir.. ilkokul 2-3 falan herhalde, sınıfın kitaplığında vardı bir sürü kitabı bende alıp okuyordum tabisi :)

2)favori serim
millenıum/ejderha dövmeli kız
nedense serideki kızın bütün olanlara rağmen direnmesi hoşuma gitmişti.. bir de onlar bir kahve-sandviç ile nasıl yaşıyorlar?? hala merak ettim bir durum bu :D

3)favori kitabım
hepsi... hiçbiri..
bütün kitaplar da sevebilecek bir nedenim olmakla beraber kitap olması bile yetiyor.. ama bazen küçük bazen büyük nedenlerle soğuyorum kitaptan.. bu yüzden favori bir kitabım yok.. ve bütün okuduklarım favori kitap konumunda :)

4)favori erkek karakterim
nicholas hel.. bir de 5 saniye boyunca düşündüm bunun için.. tabi ki nicholas hel :D :D şibumi'deki biricik erkek karakter :D

5)favori kadın karakterim
cam misket bu soruya tess gerritsen'in kadın karakterleri rizolli&isles vermiş.. ben sadece isles sadece dizideki taraftarı olduğum için onu yazmıyorum... düşün..düşün.. maalesef sayın blog alemi aradığım şartlarda bir kadın karakter bulamadım.. eğer bulursam yazarım.. ama yok.. hem zeki,hem duygusal,hem hamarat,hem kariyer yapmış.. varsa tanıdığınız okuyayım bende hemen :)

6)favori okuma zamanım
kitabı elime aldığım an.. gece gündüz,yağmurlu güneşli,yatakta ayakta hiç fark etmez.. kitabı elime aldığım her an benim için favori okuma zamanıdır :)

bir mimi daha geride bırakırken bütün blog alemi yapıp bir ben yapmadığım için ekleyecek 20 kişi de yok maalesef :/ bir dakika şulem cafe'de görmedim ben bu mimi :D :D mimlendin şulem cafe :D geriye kalan 19 kişiyi de aranızdan gönüller seçerek hallediverin :)

kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle 

jean christopher grange-kurtlar imparatorluğu (dr.g)

Sevgili arkadaşım Dr.Coffee’in isteği üzerine güzel blog’una misafir oldum ona buradan ona teşekkürlerimi iletiyorum J

Öncelikle belirtmek isterim ki Grangé’yi Dr.Coffee sayesinde keşfettim ve ilk kitabını okuduktan sonra yazar’a hayran olup hepsini okumaya karar verdim. Bir ana dilim Fransızca olduğu için yazarımızın kitaplarını orijinal dilinde okuma şansı buldum.
Büyük bir hevesle Kurtlar İmparatorluğu (L’empire des loups) adlı kitabımızı okumaya başladım fakat birde ne göreyim, hikâyenin ana teması Türkler özellikle Bozkurtlarmış…
Yazarın kurgusu her zaman ki gibi harikaydı fakat sayfaları çevirdikçe hüsranım artıyordu, Grangé’yi çok severim ama bu kitap olmamış… Yani Türklerle olmamış çünkü bizi o kadar kötü tanıtmış ki yazara çok kızgınım!


Yurt dışında tam olarak Belçika’da doğup büyümüş bir Türk olarak anlatılanların hiç birinin doğru olmadığını söyleyebilirim. Bir kere kültürel olarak biz böyle yetiştirilmiyoruz ki! Annelerimiz babalarımız alın teriyle çalışıp helal para kazandılar her zaman. Yurt dışında kime sorarsanız sorun; uyuşturucu trafiği, hırsızlık, kadın pazarlığı vs. gibi olaylarda en az Türk toplumunu göreceksiniz. Türkler daha çok; çalışkan, eli çevik, kendi işini kuran, temiz, saygılı ve entegre olmak için çok çaba sarf eden bir toplum olarak anlatılacaktır. Doğup büyüdüğüm yerden dolayı Türk toplumu hariç birçok toplumlarla iç içe oldum özellikle Araplar, Arnavutlar ve Afrikalılarla tıklım tıklım dolu bir şehirde yaşadım ve yine hepsinin içinden suça en az meyilli olan bizim toplumumuz.
İnternetten okuduğum birçok yoruma göre de Türkiye’de yaşayan Türklerin çoğu ‘’ yahu bu yazar ne diyor bizim hakkımızda’’ diyeceğine ‘’ Avrupa’da olan Türkler bakın, bizi oralarda nasıl rezil ediyorlar’’ diyebiliyorlar. Bilip bilmeden konuşmayın kardeşim!

Evet, Grangé bizi çok iyi araştırmış. Ülkemizde yer almış birçok ünlü isim (Alpaslan Türkeş, Mehmet Ali Ağca, Oral Çelik, Tansu Çiller) ve hikâyelerini biliyor ayrıca Türkçe geçen diyalogda eklemiş kitabına fakat bu kadar bilgiyi kötü yönde kullanmış. Bozkurtlar katil, terörist, mafya babaları, dinsiz insanlar gibi gösterilmiş.  Kurtlar İmparatorluğu’nda yazarın yaptığı Türklere karşı büyük bir yanlış.


Eskiden ilk göç eden Türkler bulundukları yerin dilini ve kültürünü henüz bilmedikleri için bir araya gelmişler ve aynı mevkilerde yaşamışlar, e haliyle yıllar geçtikçe Türk nüfussuda artmış o yerlerde bu yüzden Türk mahalleleri oluşmaya başlamış. Ben kendim Belçika’da bir Türk mahallesinde yaşıyorum ama hiç evlerin bodrumunda kadın pazarladığımız ya da uyuşturucu işleriyle uğraştığımız olmadı.

Son bir şeyle yorumumu bitiriyorum. Ben babamdan şanslıydım orda doğdum, oranın okullarına gittim, bebeklikten onların dilini öğrendim zorluk çekmedim ama babam ve onunla, ondan önce ve ondan sonra güzel Vatanımızdan gurbete göç edenler çok zorluk çektiler. Hep anlatırlar bize, biz bir yumurta istemek için kollarımızı çırpıp tavuk hareketi yapıp gülünç duruma düşerdik kızım diye… İşte bu yüzden sadece Türk toplumu değil hiçbir toplumu aşağılamamak lazım, her şeyden önce hepimiz insanız…


Dr.G’den sevgilerle …

dr.coffee'den dipnot:yazıyla ilgili yorumlarınız dr.g'ye iletilecektir, yazının sorumluluğu ona aittir :)

başımın üstünde yerin var :)



bir kaç dakika sonra sizlerle biricik arkadaşım dr.g'nin yorumladığı jean chrıstophe grange'ın kurtlar imparatorluğu kitabını paylaşacağım :)
bu benim aldığım ilk misafir kalem olmakla beraber dostlar kütüphanesinde yazmak isteyenlere her zaman yerim var -tabi yazınızın içeriği kitaplar veya kitaplardan yola çıkarak değinilen bir problemse-
bu güzel yazı için dr.g'ye kocaman teşekkürler :) ♥
_dr.coffee'den sevgilerle

29 Eylül 2014 Pazartesi

60 mm dizüstü meşkleri ve içcep meşkleri/enis batur

bu benim okuduğum ilk Enis Batur kitabı.
itiraf etmem gerekirse kütüphanedeki en ince Enis Batur kitabıydı :)
yazarın daha sonra okumaya değip değmeyeceğini anlamak için yaptığım rutin bir kontrol de diyebiliriz buna :)
peki Enis Batur kontrolden başarıyla geçti mi? ben anlatayım siz karar verin :)


deneme kitaplarında yazar, düşünce ve duygularını belli bir türe esir olmadan anlatır.Dilinin en samimi hali bu kitaplarında gizlidir.
Enis Batur, uçarı metaforlara yer vermeyen, bir yazıdan diğerine, bir konudan başkasına hızlıca atlayan bir kaleme sahip..
ayrıca sizi oradan oraya savururken dilinden rahatsızlık duymaz, gereksiz söz bulamazsınız :)
daha önce Ali Ural,Nazan Bekiroğlu gibi kaliteli-bence- yazarların denemelerini okumuş biri olarak artık Enis Batur'un da bu listeye girdiğini duyurabilirim :)
biraz da kitabın içeriğinden bahsedeyim bari :) -kitap kısa olunca yorumu da kısa oluyor :)-
kitabımızın başlangıç bölümlerinde yazarın farklı konular hakkındaki kısa -genelde- düşüncelerini okuyoruz..orta kısmında yer alan Türkçe'deki kelimemsiler-yoo,caniko gibi- hakkında yorumlarını hem düşündürücü hem de eğlendirici buldum :)kitabı kapatmadan önce roman tanıtımı tadındaki birkaç kısa öyküyü ve Sami Hazinses isimli yeşilçam üstadıyla olan söyleşisini okuyoruz..ve son sayfa...


zaten akıcı bir dili var, bir de 110 sayfa olunca hemencik bitiyor :) bir dahaki sefere daha kalın bir kitabını okurum belki :)
bilindiği üzere deneme ve anı kitaplarına puan vermiyorum.. size sadece yazarı gönül rahatlığıyla okuyabileceğinizi söyleyebilirim :)
aramızda kitapları iyi bir yatırım aracı olarak görmeyenler olabilir :) onları da en yakın halk kütüphanesine yolluyoruz ki zaten bir sürü kitabıyla karşılaşacaklar -en azından bende öyle oldu- :)
sağlıkla ve kitapla kalın!
_dr.coffee'den sevgilerle 
dipnot:güz okuma şenliğindeki 3.kategoriden de 10 puanımı almış oluyorum :)

24 Eylül 2014 Çarşamba

dikkat aşk çıkabilir-asude

wattpad'in meşhur yazarlarından asude'nin 3. olarak basılan kitabı "Dikkat!aşk çıkabilir" i güz okuma şenliğinde 2014'ten sonra çıkan bir kitap kategorisinde okumuştum.. ve şenlik açılışımızı da bu cici-burası önemli- kitapla yaptım :)
kitaba başlamadan önce birçok yerde yorumunu okumuş herkesin beğenilerini aldığını görünce benimde merakımı çekmişti.. sonra gidip wattpad'den-kaçak giriyorum,kaydım bulunmuyor hala :p- ön okuması gibi bırakılmış olan bölümleri okumuştum.. ilkim'e çabucak bağlanıverdim :) artık  kendimimi gördüm ne, bilemiyorum ki :p
gel zaman git zaman kitabı okuoku'dan sipariş ettim ve ettiğim günün akşam üstü-araya okul girdi - bitirdim :)
tahmin edebileceğiniz gibi bu akıcı kitap benim dehşet(!) okuma hızımla birleşince çok sürükleyici bir şey oldu :)
kitap ilkim adındaki yüksek lisansa başlayacak kızımız ve amerikan'ın önde gelen işadamı ve yarı mafyası martin arasında geçen aşkı çok tatlı ama yer yer kendini tekrarlayan-ki bir kitaptaki en sevmediğim durum- bir dille bizlere anlatıyor..
şimdi kendini tekrarlama kısmına gelmeden önce yazarımızın wattpad'den çıktığı konusunda bir anlaşalım.. bu yüzden üstün bir performans beklememem gerekiyor ama arkasından hemen gabriel garcia marquez'in yüzyıllık yalnızlık kitabına başladım :D bu yüzden elimden geldiğince asude yi gabriel'le kıyaslamamaya çalışacağım ama bakalımm hayırlısı :) bunu yazıyorum çünkü yorumumda objektif olamazsam hayranları bana kızmasın :)


kendini tekrarlıyor.. birkaç yerde aynı cümle kalıbı gerek ilkim'in gerek martin'in ağzından çıkıyor.. birbirlerine taktıkları isimlerden bahsetmiyorum.. normal konuşmaları içinde de bu durum var.. eh okuyucu benim kadar obsesif olursa gözüne takılıyor :p lakin ben vakti zamanında wattpad'de okusaydım umrumda olmazdı..neden? çünkü ayrı bölümler halinde olacaktı orada ve bende her bölümü kendi içinde düşünecektim.. ama kitapta olupta tek seferde bütün kitabı okuyunca rahatsız ediyor beni.. bir de ister wattpad de ister basılı edebiyatta olsun böyle anlaşmalı evlilik hikayeleri mantar gibi çoğaldı.. artık onlarda baymaya başladı ama bu kitap için bunu söyleyemeyeceğim.. 
ilkim kızımız her şeyi kafasında kuran, adam adım atsa yanlış anlayan, martin'in en ufak yanlışında intikam peşinde koşuşturan bir genç.. martin'de ondan aşağı kalmayıp yenilgiyi kabullenemeyen, hırslı tipik birr.. tipik değil aslında kütük biraz :P
chick-lit tarzına yakışır bir şekilde kolayca olayların aktığı ama çokta özgün olmayan -karakterlerden değil de kurgudan bahsediyorum- 519 sayfa olmasına rağmen çerezlik diyebileceğimiz bir kitap..
ilkim ve martin arasındaki aşk bana masumane bir şey gibi geldi.. ah, bir de sürekli kavga etmeseler :)
ilkim her latince laf çarpıntışında ben 32 diş sırıtıyorum :D
ilkim karakteri için yoğun bir biyoloji-genetik çalışması yapıldığı belli :) burada +1 puanı kaptılar zaten :P

kapak hakkında pek bir şey demeyeceğim..güzel,karakterleri özetleyen bir kapak..


okurken bol bol güldüğüm bir kitap oldu.. yukarıda anlattığım noktalar dışında kitabı çok beğendim.. okuyabilirsiniz.. ama indirimden falan alın, ne biliyim kütüphanede arayın.. arkasında fiyat olarak 25 lira yazıyor, sakın gidip 25 lira vermeyin :D ben 16,25'e almışım :) 

puanım bu tatlı kitaba 10 üzerinden 7.. çokk mu katı bir puan oldu?? ama bana yedi'lik bir kitap gibi hissettiriyor.. size nasıl hissettirir bilemem :)
okuduysanız yorumlarınızı merak ediyorum, blogu olanlar yorumlarının linkini atabilir mi??

sağlıcakla ve kitapla kalın!

_dr.coffee'den sevgilerle

dipnot:be ilkim ile martin'den bahsettim sadece ama seth ile maryson'da kitabımızın diğer aşık çifti ve onların tek kitapları olsa pek bir güzel olur :) ben onları da çok sevdim :)

tekzip
asude isimli yazarımızın ilk kitabı çıktığında facebook üzerinden yazıyormuş.. yukarıda yanlış söylemişim ne yazık ki.. yanlışımı düzelten kişiye teşekkür ediyorum

23 Eylül 2014 Salı

sonbahar okuma şenliği

bu kez çok iddaalıyım ve hatta ilk kitabımı bitirdim bile demin :) 
düşünün artık ne kadar iddaalı olduğumu :)

pinuccia bizlere birbirinden güzel kategorilerle yine harika bir okuma listesi sundu :)
bende kategorileri unutmamak için defterime yazdım.. bugün biraz kütüphane ziyaret ettim de üzerinize afiyet :)

3 kitap aldım :) limitleri zorluyorum :)

neyse belki birazdan kütüphane ziyareti ve okuoku siparişlerimin post'unu da yazarım :)

kurallar ve kategorilerin ayrıntılı bilgileri için pinuccia'nın bloguna bakınız :) geçen sefer ki gibi kopyala-yapıştır kurbanı olsun istemiyorum yazının :/

gelelim listemize :)


1)isminde sonbahar mevsimi geçen ya da olayların güzün geçtiği bir kitap.(10 puan)
halimat bayramuk-iki kasım bindokuzyüzkırküç (syf.300)

2)sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz yazardan bir kitap (10 puan)
ray bradbury-resimli adam (syf. 337)
{yaz okuma şenliğinde fahrenheit 451'i okumuştum}

3)bir deneme, inceleme ve ya gezi kitabı (10 puan)
enis batur-60 mm dizüstü meşkler ve içcep meşkler (syf. 110)
geçen kütüphaneye gittiğimde görmüştüm, şimdi de en ince kitabını aldım :)
aslında deneme cok var bende ya, hayırlısı

4)adında meslek geçen bir kitap (10 puan)
-rasgelirsem alıp okuyacağım :)

5)nobel ödüllü yazardan bir kitap (10 puan)
gabriel garcia marquez-yüzyıllık yalnızlık (syf. 356)
daha önce kırmızı pazartesi'ni okumuştum

6)ingiliz edebiyatından bir kitap (10 puan)
-k.haneyee :)

7)Türk yazardan bir öykü kitabı (10 puan)
enis batur-kitap evi(syf.132)

8)fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap (10 puan) 
william golding-sineklerin tanrısı(syf.261)

9)yasaklanmış bir kitap (10 puan)
franz kafka-dönüşüm(syf.104)(nazi almanyasında yasaklanmış kaynak)

10)beyaz perdeye aktarılmış bir kitap(10 puan)
ben bu kategoriyi sevemedim bir türlü..hep boş kalıyor burası..

11)ulu önder atatürk hakkında bir kitap(10 puan)
-

12)hayatının herhangi bir döneminde öğretmenlik yapmış bir yazardan kitap(10 puan)
halide nusret zorlutuna-aşk ve zafer(syf.204)
daha önce okumuş ve beğenmiştim (yazısı)

13)türkiye'de herhangi bir edebiyat ödülü almış bir kitap (10 puan)
selim ileri-dostlukların son günü(syf.176)(1976 sait faik hikaye armağanı)

14)700 sayfadan uzun kitap(10 puan)
bulamadım ki..

15)artık aramızda olmayan yazardan bir kitap(10 puan)
j.d.salinger-çavdar tarlasında çocuklar (syf. 198)

16)polisiye/gerilim/korku türünde bir roman(10 puan)
tess gerritsen-karanlığın ayak izleri(syf.320)

17)bir aşk romanı(10 puan)
öykü odabaş kanneci-intikamın sırrı(syf.461)

18) 2014'te çıkmış bir kitap(10 puan)
asude-dikkat aşk çıkabilir(syf. 519)
gece 12'den sonra-bu yarışmaya girmesini sağlıyor- başladım ve akşamüstü bitti :)

19)isminde şehir/ülke adı geçen bir kitap ve ilk kitabın isminde geçen şehir/ülkenin edebiyatından bir kitap(her kitap 10 puan, 2 side okunursa +20 puan ve kategorinin net puanı 40)
ahmet ümit-istanbul hatırası(syf. 560)
barış bıçakçı-herkes herkesle dostmuş gibi(syf. 111)(demin syf sayısına bakarken arka yazıda ankara'da geçiyor gibi bir şeyler okudum, kızılay daki caddeler falan :) daha önce ankara'da geçen kitap denk gelmemişti :) )

20)aynı yazara ait 3 kitap..ama aynı serinin kitapları olmayacak, farklı serilerinden 3 kitap olabilir(her kitap 10 puan,hepsi okunursa +20 puan toplam 50 puan)
bakalım ya.. doldurmaya dönerim zamanla :)

21)şimdiye kadar hiç okumadığınız dört yazardan kitap..2'si türk, 2'si yabancı, 2'si kadın 2'si erkek olacak.(her kitap 10 puan, hepsi okunursa +20 puan, toplam 60 puan)
fatma erdek-kara kış beyaz düş(syf.400)
ece temelkuran-düğümlere üfleyen kadınlar(syf. 480)(adını ilk duyduğumdan beri çekiyor kitap beni ama alamadım bile daha :p)
jose mauro de vasconceles-şeker portakalı(syf.182)
stefan zweig-satranç(syf.71)(bugün aldım, şenlik için, bu kategoriye nasipmiş :) )

22)adında aynı kelime geçen 3 kitap(her kitap 10 puan,hepsi okunursa +40 puan, toplam 70 puan o.O)
brenda joyce-kusursuz gelin(syf.464)
brenda joyce-kaçak gelin(syf.464)
julia garwood-gelin(syf.376)
şimdiii benim şenlik listem boyle.. yalnız hepsini tek tek yazmak çok zamanımı aldı, gidip daha anatomi çalışacağım,yatmadan kitap okuyacağım.. oo bir sürü işim var ki benim :P

umarım hepsini okurum.. hepsi beğenerek aldığım/alacağım -maskesiz'den emin değilim- kitaplar.. 
katılan ve katılmayan herkese bol okumalar.. ve bu zahmetli şenlikleri düzenleyip biz kitap sevdelılarını mutlu eden pinuccia'ya koskocaman teşekkürler :)

sağlıcakla ve bol kitapla!
_dr.coffee'den sevgilerle

22 Eylül 2014 Pazartesi

yaz okuma şenliği 3. ve sonu

şimdi anlaşılan o ki yazın şenliğe katılmak benim harcım değilmiş bir kere :( bende sonbahar'da deneyim bari şansımı :P
amacım eğlenmek,diğer insanların okuduklarını görmek,kendi okuduklarımı göstermek-tembellikten yorum bile yapmıyorum o ayrı bir konu :p-


şenliğin ilk ayını verimsiz olarak nitelendirmiş, gel gör ki ikinci aya yazacak yüzüm bile olmamıştı :/
şimdi de kapanış postu olsun hem de ne okumuşum bende anlayayım mantığıyla yazıyorum..

şenlik listem ve ilk ayıma bakmak istersiniz belki..

neyse gelelim bu aya..

hiç aklıma gelmiyor ki ne okuduğum :p
geçen george orwell'in hayvan çiftliği kitabını okumuştum, ondan önce de jillian'ın diyet kitabını okumuştum.. ayy beni atacaklar kitap blogger'lığından.. resmen yüz karasıyım bu işin :p

toplamda okuduğum kitaplara gelip puanıma ulaşalım ve şenliğin sonuncusunu öğrenelim :)

1)george orwell-1984(syf. 352)
distopya kategorisinden giriyor sevgili kitabımız.. + 10 puan


2)trevanıan-şibumi(syf. 445)
yasaklı kitap.. + 10 puan


3)gabriel garcia marquez-kırmızı pazartesi(syf 108)
okumadığım erkek yabancı yazar. + 10


4. ve 5.)canan karatay'ın kitapları(biri 106 öteki 225 sayfa,)
okumadığım türk kadın yazar ve ilk kitabı 2010 ve sonrası çıkan yazar  + 20


6)sarah jio-yağmur sonrası(syf. 347)
bir kitabını okuduğum yazar + 10


7)ray bradbury-fahrenheit 451(syf. 238)
içinde bir sayı geçen kitap. + 10


8)george orwell-hayvan çiftliği(syf. 152)
kütüphane/ödünç/sahaftan alınmış bir kitap.. + 10


9)jillian michaels-zayıflamak için biraz vaktiniz var mı?(syf. 379)
kişisel gelişim kitabı..sağlıklı yaşamda kişisel gelişim bence.. + 10


toplamda 2442 sayfa okumuş, kategorilerden 90 puan - :( - ve sayfa sayısından 24 puan almışım.. net puanımda 114 olmuş..
kıt matematikle yanlış hesap yapmadıysam durum bu!
neyse canım artık sonbahara inşallah..

bu arada şenliği düzenleyen pinuccia'nın kitapları'na da kocaman teşekkürlerrr!!

_dr.coffee'den sevgilerle
sağlıklı olun!

10 Eylül 2014 Çarşamba

"kitap kahramanları ve biz" mimi

bu blogtan yapacağım ilk mim olacak :) daha önce buraya gelen mimleri de döküntülere yönlendirip oradan yapıyordum ama uzun zamandır -iki dk önceki yazıyı saymıyorum :)- etkinlik,yorum falan yazmadığım için buraya yazayım diye düşündüm :) biraz mantıklı geldi kafama da yattı :)

o zaman ne yapıyoruz? the cursed paradise'den gelen bu güzel ve zor mimi cevaplamaya başlıyor :)

1)gerçek hayatta var olmasını dilediğiniz kitap karakteri?
ımm.. bu soruya peter pan dersem çok mu çocuksu olur?? peter pan gelsin götürsün adasına, biraz peri tozuda benim üstüme döksün bende 2 tur uçuyum şöyle :) güzel olurdu bence ama sabah olmadan eve dönelim lütfen, peter'ciğim gibi yıllarca adada kalıp ana-baba özlemi çekemem zaten adamakıllı 3 ay görüyorum onları :/
ayrıca peter pan çocukluk dönemimin kahramanıdır :)


2)hangi kitap karakterlerini teselli edip arkalarını sıvazlamak isterdiniz??
leyla demek isterdim ama onu çektiği 3-5 lafla geçmez.. o zaman uçurtma avcısındaki Emir'in-hikayeyi anlatan- sırtını sıvazlayıp kulağını çekmek isterdim.. evet ikisini aynı anda yapmak istiyorum çünkü bazı şeyleri yapmasaydı daha güzel olurdu..burada anlatıp da spoiler vermeyelim şimdi..


3)"ayy, yerim ben seniii, kuzumm"deyip kucaklamak istediğiniz karakter??
kitap değil ama wattpad de çiçek kızlar/nehir serisi-nehir erdem7 nin hikayesindeki Nergiz'le bir kucaklaşabilirdik.. aslında kucaklaşmak falan gibi şeyleri pek sevmiyorum.. tokalaşalım.. yok bu da olmazz.. ben en iyisi "ayy, yerim ben seniii, kuzumm" deyip yanaklarını çekiştireyim kızın :) evet en iyisi bu :) hoş hikayede yaşı benden büyük olduğu için bu durum biraz absürt olacak amann neyse :)


4)"al götür beni,kaçalım buralardan" demek istediğiniz kitap karakteri?
doctor :) TARDİS'le biraz turlasak falan fena olmaz :D
her ne kadar kitabını okumasam da daha gözüm kapalı bu sorunun cevabı budur :)


5)hangi kitap karakteriyle aynı takımda olmak isterdiniz??
hiçbiri :)
tarafsızımdır ben.. İsviçre gibi :P
hem hepsi mükemmel değil.. mükemmel değilse neden seçeyim, neden görüşlerine bağlı olayım..

6)hangi kitap karakterine "aferin goçumm" demek isterdiniz?
sherlock holmes.. adam işini beceriyor, özelliklerini tamamen yerine getiriyor.. bu aralar sherlock okumalarıma da geri döndüm ama koca bin sayfalık kitap ne zaman biter bilemem :)


7)hangi kitap karakterine kafa göz dalmak istediniz??
kötü olanlara, saf olanlara, en küçük şeyi zamanında anlatmayıp diğer karakterden gizleyen sonrada başına dert alanlara  diye uzaarrr ggider bu liste :)

8)iki tokat atıp "kendine gel" demek istediniz  kitap karakteri??
kitabın orta yerinde sevgilisinden ayrılıp, sayfalarca içimizi boğan sonra da bir şey olmamış gibi tekrar aşka düşenlere..o kadar aglayıp sızlanacağına gitsin kendini bilime adasın :)

9)"bundaki güç bende olsa varrr ya!" dediğiniz kitap karakteri?
şibumi'deki nicholas hel.. adam potansiyel rol modelim..


10)sizce hangi kitap karakteri sizinle en iyi arkadaşlığı kurardı?
fahrenheit 451 de clarisse diye bir kız var.. bence tam benim kafadan.. değilse de ben kafamı ona uydururum :) çok sağlam bir dostluk olurdu bizimkisi..


11)en çok evinize götürüp saklamak istediğiniz karakter?
yeraltı günlüklerindeki gregor'un kardeşi bot'u eve götürüp saklamak isterdim.. ayy, ne tatlı şey o öyle :)


vay arkadaş ne uzun mimmiş böyle.. iki mim çıkar buradan :)yazanın eline sağlık.. the cursed paradise de beni bu güzel sorularla buluşturduğu için kocaman teşekkürler :)

_dr.coffee'den sevgilerle

hani benim distopyalarım

yaza girerken iddaalı bir şekilde her yer bu yaz distopya yazı olacak bir sürü distopya okuyacağım diye yazdım lakin gelin görün ki bu yaz distopya yazı değil diyet kitabı yazı oldu :(

tamam onlar da iyi ama ben hiç böyle hayal etmemiştim ki!!
kilo vereceğim diye inada binip doğumgünü hediyesi olarak karatay'ın 4 kitabını birden aldırdım :(

işime yaramadı mı kesinlikle yaradı :) karatay'cım ve kitapları olmasa biraz zordu fazlalıklardan kurtulmak..

ama bir yandan da az distopya az kitap okumuşluğun verdiği bir hüzün var yok değil :(

peki ben bu yazıyı niye yazdım??
çünkü dün kiler indiriminden gittim bir diyet kitabı daha aldım.. hoş alabileceğim doğru düzgün kitap yoktu ama olsun.. bu durum/durumum içime dert oldu, bende bari yazıyım da biraz yüküm hafiflesin mantığıyla buraya yazdım.. gidince otomatik portakal,sineklerin tanrısı falan alayım da onları okuyayım bari :)

görüşmek üzere :)
_dr.coffee'den sevgilerle